KT SSS

KOGNİTİF TERAPİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR

Dr. Judith S. Beck, Ph.D.

Beck Kognitif Terapi ve Araştırma Enstitüsü Başkanı

 

Kognitif Terapi (KT) Nedir?

1960 yılında, Dr. Aaron T. Beck tarafından temelleri atılan ve geliştirilen Kognitif Terapi, dünya çapında klinisyenler tarafından uygulanan bir tedavi yöntemidir. Yaklaşık 2000’in üzerinde dikkatle test edilmiş Kanıta Dayalı çalışmaların sonucunda; çoğu psikolojik, psikiyatrik bozuklukta, tıbbi rahatsızlıklarda, bireyin günlük hayatta yaşadığı sıkıntıların tedavisinde ve tedavi sonrası nüksü önlemede etkili olduğu kanıtlanmış bir psikoterapi yaklaşımıdır.

Kognitif Terapi, diğer psikoterapi yaklaşımlarından farklı olarak şimdiki zamana odaklıdır. Terapistle hasta, zaman zaman hastanın yaşam öyküsünden gerekli bilgileri toplayıp, şimdiki zamana dönerek kişinin şu anda yaşadığı sıkıntıları, beklentileri ve hedeflerine yönelik çalışırlar. Tedavi süresi; hastanın yaşadığı sıkıntıya, tanıya, prognozuna, hedeflerine göre değişse de Kognitif Terapi zamana duyarlıdır yani yıllarca hastayı terapiye bağlamayan, olabildiğince kısa sürede iyileşmeyi amaçlayan bir psikoterapi yaklaşımıdır. Hasta, tedavi süresince tıpkı bir alet çantası gibi hayatının geri kalanında yanında taşıyabileceği ve gerektiğinde kullanabileceği belirli beceriler öğrenir. Tedavi sürecinde öğrenmiş olduğu becerileri, tedavi sonrasında karşılaşabileceği zorluklarda kullanabilmesi ve bu zorluklarla işlevsel bir şekilde baş edebilmesi yani hastanın kendi kendisinin terapisti olması hedeflenir. Edinilen bu beceriler, hastanın davranışlarını ve ruh hallerini de etkileyen işlevsel olmayan düşüncelerini ve inançlarını belirlemesine, bu düşünce ve inançları değerlendirmesine, alternatif bakış açısı üretmesine ve değerleri ile uyumlu hareket etmesine yardımcı olur. Dolayısıyla, Kognitif Terapi hastanın deneyimlerini genel olarak olumsuz yargılamak yerine daha gerçekçi, objektif bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olur. 

 

Kognitif Terapinin Arkasında Hangi Kuram Yatar?

Kognitif Terapinin temelleri, Kognitif Modele dayanır. Kognitif Modele göre duygusal olarak bizim nasıl hissettiğimizi deneyimlediğimiz olaylar değil; onları nasıl algıladığımız belirler. Örneğin; Kognitif Terapinin nasıl bir tedavi olduğu hakkında okuma yapan bir kişi, o anlarda “Oh be! Sonunda aradığımı buldum.’’ şeklinde aklından geçirerek mutlu hissedebilir. Diğer taraftan bir başka okuyucu “Yani kulağa iyi geliyor ama ben bunu yapamam gibi gözüyor’’ şeklinde düşünebilir; dolayısıyla mutsuz ve hayal kırıklığına uğramış hissedebilir. Aynı metni okuyan iki kişinin ruh hallerini karşılaştırdığımızda da görebildiğimiz gibi yaşadığımız olaylar ya da durumlar direkt olarak bizim ne hissettiğimizi belirlemez. Ne hissettiğimizi belirleyen şey, olaylar hakkındaki düşüncelerimizdir. Bir duygu ortaya çıktığında genellikle aklımıza bu duyguyu destekleyen başka düşünceler de gelmeye başlar. Örneğin, üzgün hissettiğinizde olaylara daha olumsuz bir bakış açısı ile baktığınızı fark edebilirsiniz. İnsanlar sıkıntılı bir ruh halindeyken olayları gerçekçi şekilde değerlendirmelerinin önüne geçen; çarpıtılmış, gerçeklikten uzak düşüncelere ve inançlara sahip olur. En sıkıntılı hissettiğimiz anda düşüncelerimizin farkına varmak işte bu yüzden önemlidir. Böylelikle, çarpıtılmış düşünceleri gerçekçi ve objektif bir şekilde değerlendirebilmemiz için bir fırsat doğar. İnsanlar daha gerçekçi düşündüklerinde olaylarla daha iyi baş ederler ve dolayısıyla daha iyi hissederler. Kognitif Terapinin asıl hedefi, inanç değişimi ve gerçekçi değerlendirmelerin de yanında problemleri çözmek ve davranışsal değişimi başlatmaktır.

 

Terapiye Hazır Olmak için Ne Yapabilirim?

Bu doğrultuda atılacak ilk adım, hedeflerinizi belirlemektir. Tedavi boyunca edineceğiniz becerileri kullanırken gösterdiğiniz gelişmeyi görebilmek adına hedef belirlemek oldukça önemlidir. Bu süreçte size yardımcı olabilecek bazı soruları kendinize sorabilirsiniz. Örneğin, tedavinin sonunda hayatımda neyin farklı olmasını ve değişmesini istiyorum? Daha az depresif olmak ya da mutlu olmak mı? Daha az panik atak geçirmek mi? vb. İşinizde, evinizde, arkadaşlarınızla, ailenizle, iş arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizde ya da diğer alanlarda yapmak istediğiniz değişiklikleri detaylı bir şekilde düşünün. Terapiye başvuru nedeninizi aklınıza getirin. Hangi belirtilerin size sıkıntı verdiğini, hangi belirtileri azaltmak ya da yok etmek istediğinizi, hangi davranışlarınızın size yardımcı olmadığını düşünün. Hayatınızda iyileştirmek, geliştirmek istediğiniz alanlar neler olabilir? Örneğin, hayatta karşılaşabileceğim zorluklarla baş edebilmek ya da kişiler arası iletişim becerilerimi geliştirmek için yeni beceriler öğrenmek, spiritüel/entelektüel/kültürel değerlerime bağlı merakımın peşinden gitmek, daha çok hareket etmek, spora başlamak, bana zarar veren alışkanlıklarımdan uzaklaşmak, evde, iş yerinde, vb. ortamlarda ilişkilerimi, sorumluluklarımı ve oluşabilecek kriz durumlarını yönetebilmek… Tüm bu alanları düşünürken kendinize değerlerinizle ilgili soru yöneltmek, hedeflerinizi belirlemek konusunda size yardımcı olacaktır. ‘’Benim için bu hayatta önemli olan ne gibi değerlerim var?’’ Terapist, belirlediğiniz tüm hedefleri; değerlerinizi ve ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurarak değerlendirmenize ve spesifikleştirmenize ayrıca terapiden en fazla verimi alabilmeniz için hangi hedefleri kendi başınıza çalışabileceğinizi ve hangilerini terapide çalışmak isteyebileceğinizi belirlemenize yardımcı olur.

 

Bir Kognitif Terapi Seansı Sırasında Neler Olur?

Terapistiniz sizden bazı genel bilgileri almak için formlar doldurmanızı isteyebilir. Bununla birlikte, seans öncesinde ve seans süresince hastanın durumuna bağlı olarak bazı envanterler kullanılarak ruh hali ölçümü yapılabilir. Örneğin; Depresyon, Kaygı, Umutsuzluk envanterleri gibi. Bu envanterler, hem sizin hem terapistinizin objektif bir şekilde bilgi edinmesine yardımcı olurken aynı zamanda, tedavi sürecindeki ilerlemenizi birlikte görebilmeniz açısından da sürece katkı sağlar. 

Kognitif Terapi sürecinde kişinin hedefleri, kültürü, ihtiyaçları, değerleri göz önünde bulundurularak hastaya özgü esnek bir tedavi planı oluşturulur. Bununla birlikte, seanslarda rastgele bir akış söz konusu değildir. En ufak bir detayı dahi gözden kaçırmamak ve süreyi en etkin şekilde kullanarak hastanın tedaviden en üst düzeyde verim alabilmesi için seanslar ve seans araları yapılandırılmış şekilde ilerler. Hasta seanslar boyunca öğrendiği becerileri Seanslar Arası Pratikler ile deneyimler ve pekiştirir. Seanslarda ise bu yapılandırma şu şekilde ilerler; terapi seansının başında Kognitif terapistin yapacağı ilk şey bir önceki seanstan bu yana nasıl hissettiğinizi ölçüm yaparak belirlemektir. (Örneğin; ruh halinizi 0-100 arasında derecelendirmek). Buna duygudurum kontrolü denir. Duygudurumunuz ele alındıktan sonra terapistiniz geçen bir hafta boyunca hayatınızda sizi etkileyen herhangi bir durum ya da olay yaşayıp yaşamadığınızı, terapistinize aktarmak istediğiniz herhangi bir şey olup olmadığını ve bu hafta seans içerisinde neleri çalışmak istediğinizi sorar. İş birliği içerisinde seansta ne çalışılacağına karar verilir. Buna gündem belirleme denir. Terapist, bir önceki seans ile köprü kurarak ilerler yani geçen seanstaki çalışmanızdan ve yaptığınız keşiflerden hangilerinin sizin için önemli olduğunu, öğrendiğiniz hangi becerilerin hafta boyunca size yardımcı olduğunu ve tedavi süreci ile ilgili değiştirmek istediğiniz herhangi bir şey olup olmadığını sorar. Bir önceki hafta karar verilmiş olan ve hafta içerisinde hasta tarafından deneyimlenen Seanslar Arası Pratiğin üzerinden geçilir.

Seans sırasında, terapistiniz ile birlikte gündeme eklediğiniz durum ya da olaylara odaklanarak problemleri çözmeye yönelik çalışırsınız. Böylece, size sıkıntı veren durumdaki inançlarınızın ve düşüncelerinizin doğruluğunu değerlendirirsiniz. Burada önemli olan, gündem maddeleriyle çalışarak hastanın her seans sonunda ufak da olsa bir keşifte bulunması ve yeni beceriler öğrenerek seans odasından ayrılmasıdır

Gündem maddesi çalışıldıktan sonra, öğrendiğiniz bu yeni becerilerin gelecek haftalarda size nasıl yardımcı olabileceği tartışılır ve bir sonraki seansa kadar pratik edilecek Seanslar Arası Pratiğe hastanın motivasyonu göz önünde bulundurularak karar verilir. Terapist ile hasta, seansın önemli kısımlarının tekrar üzerinden geçer, bunu bir özet gibi de düşünebiliriz. Seansın sonlarına doğru terapist bu seansın size yardımcı olup olmadığını, sizi rahatsız eden, değişmesini istediğiniz, terapistin sizi anlamadığını düşündüğünüz herhangi bir şey olup olmadığını sorarak sizden geri bildirim alır. Gördüğünüz gibi seansın her aşamasında ve tedavi sürecinde hasta pasif bir dinleyici değil, aksine en az terapist kadar aktiftir.

 

Tedavi Süreci Ne kadar Sürer?

Tedavi sürecini etkileyen herhangi bir faktör olmadıkça, tedavinin ne kadar sürebileceğine terapist ve hasta iş birliği içerisinde karar verir. Terapist genellikle bir ya da iki seans sonra, ilk seansta belirlenen hedeflere ulaşmanın ne kadar süreceğine dair ortalama bir fikre sahip olacaktır fakat bu tahmini bir süredir. Tedavi süresi; hastanın tanısına, prognozuna, yaşadığı sıkıntıya ve bu sıkıntıyı ne kadar süredir deneyimlediğine, hedeflerine, terapistin yetkinliğine ve bunun gibi faktörlere göre değişebilir. Bu doğrultuda, bazı hastalar 8-10 seansta ilerleme gösterirken, bazı hastaların tedavi süreci daha uzun sürebilir. 

Tedavi sürecinin başlarında, hastanın karşılaştığı herhangi bir kriz durumu olmadığı sürece görüşmeler haftada bir gerçekleşir. Terapist ve hasta terapi sürecindeki ilerlemeyi görebildiğinde ve hasta seanslar arasındaki süreyi aşamalı olarak uzatmaya hazır olduğunda terapist ile iş birliği içinde, seansların önce iki haftada bir sonra üç haftada bir olacak şekilde ilerlemesine karar verilir. Seans aralarının aşamalı olarak uzatılması; terapi süreci devam ederken hastanın edindiği becerileri seanslar arasında uygulaması ve zorlandığı alanları seans odasına tekrar taşımasına olanak tanır. Tedavi süreci bittikten sonra hastanın ilerlemeyi kendi başına sürdürebilmesi ve edindiği becerileri kullanarak hayatında karşılaşabileceği zorluklarda nasıl baş ettiğini görebilmesi adına bazı seanslar planlanır ve bu seanslara Destekleyici Seanslar adı verilir. Bu seanslar, hastanın yaşadığı belirtilerde geri dönüş yaşayıp yaşamadığını görebilmek için de olanak sağlar. Destekleyici Seanslar, tedavi süreci bittikten 3, 6 ve 12 ay sonra gerçekleşebilir.

 

İlaç Tedavisinde Terapistin Rolü Nedir?

Terapistler, tedaviyi psikoterapi yaparak yürütürler, ilaç yazma yetkileri yoktur. Hastaların kullandıkları; ilacın takibi, yan etkileri ve ilaca uyumu ile bağlantılı süreci takip ederler. Eğer hasta kullandığı herhangi bir ilaçla ilgili sorun yaşıyorsa terapist, hemen psikiyatristle iletişime geçip konsülte eder ya da hastayı direkt psikiyatriste yönlendirir. 

Diğer taraftan hastanın; ilaç kullanma, kullandığı ilacı bırakma ya da hiç ilaç kullanmama gibi talebi varsa terapist, hastayı psikiyatriste yönlendirerek ilacın avantajı ve dezavantajını psikiyatristle tartışmasını ve psikiyatristin bu durumu hastaya aktarmasını isteyebilir. Bazı durumlarda psikiyatrist ilaç ihtiyacınızın olmadığını ve sadece psikoterapi ile tedavinizin devam etmesini önerebilir. Bununla birlikte, bazı hastaların tedavi sürecinde ilaca gerek duyulmamaktadır fakat bazı bozukluklarda, Kognitif Terapiye ek olarak ilaç tedavisinin birlikte yürütüldüğü tedaviden daha fazla verim alınmaktadır. 

 

Kognitif Terapiden En İyi Verimi Nasıl Alabilirim?

Kognitif Terapiden en iyi verimi alabilmenin birkaç yolu vardır. Bunun bir yolu; Kognitif Terapi ile ilgili okumaları, becerilerinizi pratik etmenize yardımcı olacak kitapları, tanı ve tedaviler hakkında oldukça bilgilendirici olan güvenilir broşürleri nasıl tedavi sürecinize entegre edebileceğiniz ile ilgili terapistinizden yardım istemektir. Bu kaynaklar, terapiden en iyi verimi alabilmeniz adına size oldukça yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, Kognitif Terapide her seans birbirinden ayrılmaz bir bütündür ve seanslar arasında köprü kurularak ilerlenir. Bu doğrultuda, ikinci bir yol olarak seans esnasında keşfettiklerinizi düşünmek ve bir sonraki seansta terapistiniz ile gündeme getirmek istediğiniz konuları seans aralarında not etmek oldukça yararlı olacaktır. Bir diğer yol ise seanslar boyunca öğrendiğiniz ve tedavi süreci sonrası size yardımcı olacak becerileri, seans aralarında pratik ederek pekiştirmektir. Bir başka deyişle, edinilen becerileri günlük hayatınıza aktarmaktır. Seanslar esnasında notlar almak edinilen becerileri günlük hayatta kullanmak açısından size yardımcı olacaktır. Ayrıca, seans esnasında yaptığınız çalışmanın size gelecek seansa kadar nasıl yardımcı olabileceğini tartışmak ve bu doğrultuda Seanslar Arası Pratiğe karar verebilmek için seansta yeteri kadar zaman ayrılmalıdır. Yeteri kadar zamanın ayırılması, karar verilen pratiği yapmanızın önüne geçebilecek engelleri seans bitmeden terapistinizle tartışabilmek için size fırsat sunacaktır.

 

Tedavi Sürecinden Verim Alıp Almadığımı Nasıl Anlayabilirim?

Kognitif Terapi sürecinde yürütülen her bir seans ve yapılan çalışmalar birbirlerine bir zincir gibi bağlıdır.  Dolayısıyla, tedavinin başarıyla sonuçlanabilmesi için hastanın sürekliliği oldukça önemli bir faktördür. Bu doğrultuda, seanslarda süreklilik korunduğunda ve öğrenilen beceriler Seanslar Arası Pratikler ile pekiştirildiğinde hastaların çoğu, belirtilerinde 3-4 hafta içerisinde azalma olduğunu fark edecektir. Ayrıca, belirtilerdeki bu azalma birkaç hafta içerisinde hem hasta hem de terapistin objektif bilgi edindiği envanterler aracılığıyla da görülebilir.

Kognitif Terapi hakkında daha fazla bilgi almak için beckinstitute.org web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Beck Enstitüsü Sertifikalı Kognitif Terapist bulmak için tıklayabilirsiniz.

Yukarıdaki bilgiler, Beck Enstitüsü Başkanı Dr. Judith S. Beck’in izni ile sunulmuştur. Türk kültürüne bağlı faktörler dikkate alınarak çevrilmiş ve adapte edilmiştir.
 Çeviren: Psk. Senanur Demirtaş
 Süpervizör: Klinik Psk. Işın Su İnam
 Editörler: Psk. Simge Ortaç, Psk. İpek Kılıcı